UZAY YOLU

STAR TREK

 

bir gelecek efsanesi

Star Trek, tek bir beyinin ürünü; Gene Roddenberry'nin. 2. Dünya savasi gazisi olan Roddenberry, trafik polisi olarak çalisan ve 50'li yillarda gecelerinin televizyon oyunlari yazarak geçiren biriydi. Tek istegi insanlik adina umut verecek bir bilimkurgu dizisi yazmakti. Böylece uzayda dolasip yasami, özgürlügü gelistirecek ve galaksinin kötülüklerine çözüm getirecek "dilithium"u bulabilecekti. Roddenberry'nin fikirleri ABD'ninkilerle ayniydi. Ancak programinda Ruslar, Afrikalilar, Japonlar ve hatta Vulkan gezegeninden uzaylilar bile vardi. Bu nedenle öyküsü Amerika sinirlarini asiyordu. Roddenberry'nin ütopyasinda politikacilar, diplomatlar ya da askerler degil; bilimadamlari, arastirmacilar ve mühendisler yer aliyordu.

Amerikan yayin kurumu NBC, Roddenberry'nin teklifiyle ilgilenmis ve pilot çekimler için para ödemisti. 1966 yilinda kaptan Pike'i Jeffrey Hunter'in oynadigi "The Cage" çekildi. Bu, televizyon tarihinin en pahalli 90 dakikasiydi ve sirket yetkilileri konuyu fazla "bilimsel" bulduklari için paralarini bosa harcamaya niyetli degillerdi. Roddenberry'den "bayan birinci subay"i, "doktor"u ve "sivri kulakli adam"i senaryodan çikarmasini istediler.

Mr. Spock ikinci pilot çekimde de vardi ama diger ikisi degistirildi. "Where No man Has Gone Before / Hiçkimsenin Gitmedigi Yer" de geminin yeni bir kaptani vardi; James Tiberius Kirk... Bu rolü, William Shatner adli Kanada'li bir aktör aynadi. NBC, Roddenberry'ye dizinin devamini çekmesini söylemisti. Ancak reklam çekimlerinde Mr. Spock'in uzun ve sivri kulaklari rötuslandi. Bunun nedeni, tutucu güneylilerin bu kulaklari seytani bulma olasiligiydi.

Uzay Yolu'nun ilk bölümleri zayifti. Dizinin yayindan kaldirilmasi, kaçinilmaz görünüyordu. Ancak son anda ABD'nin dört bir kösesindeki izleyicilerin baslattigi "NBC'nin diziyi devam ettirmesini rica eden" mektup kampanyasi diziyi kurtardi.

Çekimlerin ortalarinda Tegmen Uhura rolünü oynayan Michelle Nichols, rating'leri düsük bularak diziden ayrilmak istedi. Ancak asil neden elestirilerde tek bir iyi satirin bile yazilmamis olmasiydi. Nichols'u dizide kalmasi için ikna eden Martin Luther King oldu. King ona, "rolünün haklari elinden alinmis milyonlarca zenci kadina umut verdigini" söyledi. Nichols, pek çok zenci izleyici için büyük bir umut kaynagiydi.

Herseye ragmen Star Trek hep iyiydi ve izleyicinin begenisini kazaniyordu. "Isinla beni Scotty" ve "O öldü Jim" gibi kilit sözcükler, en teknofobik kisiler tarafindan bile biliniyordu. Arastirmalar Star Trek'in taninma oraninin yüzde 98 oldugunu gösteriyordu. Böylece dizinin Coca-Cola ve Isa kadar tanindigi ortaya çikti.

Roddenberry, dizinin o günün bilimsel tekniklerine ve inançlarina uygun yapida olmasini istiyordu. Enterprise'in "köprü" planinin bir kismi, RAND Corporation tarafindan, 300 yil sonra insanlarin makinelerle nasil çalisacagini gösteren ilerici görüsü yansitmak için yapilmisti.

ilk Star Trek dizileri su anda kitsch degeri için saygi görüyor. Ancak o zamanlar, teknolojik olarak gelismis bir uygarligin karsilastigi ikilemleri arastiran sayili televizyon programlarindan biriydi. Star Trek bu sorunlara çözümler getiriyordu. Hem de mucizelerle ya da yumrukla degil, serinkanli ve mantikli düsünceyle...

Yazar Ray Bradbury Star Trek'ten söyle söz ediyor; "teknolojinin bilimkurgu çaginda yasiyoruz. Son 10 yilin en basarili filmlerinin yüzde 90'inin bilimkurgu olmasinin nedeni de bu zaten..."

Uzay hakkinda bildiklerimiz yakinda dizi kahramanlarinin bildiklerini iddia ettikleriyle ayni olacak. "Brief History of Time / Zamanin Kisa Tarihi"nin yazari Stephen Hawking, Los Angeles'a yaptigi bir ziyaret sirasinda Star Trek'in bir bölümünün çekimine katilmisti. Film setini bir turla gezerken karsimadde reaksiyonlariyla beslenen ve isiktan hizli motorlari gören Hawking, diziyi çeken ekibe dönerek bilgisayarina bir mesaj yazdi. Yazdiklari sunlardi; "Ben bunun üzerine çalisiyorum..."

focus dergisinin subat 1996 sayisindan alinmistir